SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1573 >>

DEVAM: 12. BAB

 

حدثنا أبو عاصم، عن ابن جريج، عن الزهري عن عطاء بن زيد، عن عبيد الله بن عدي، عن المقداد بن الأسود. حدثني إسحاق: حدثنا يعقوب بن إبراهيم ابن سعد: حدثنا ابن أخي ابن شهاب، عن عمه قال: أخبرني عطاء بن يزيد الليثي، ثم الجندعي: أن عبيد الله بن عدي بن الخيار أخبره: أن المقداد بن عمرو الكندي، وكان حليفا لبني زهرة، وكان ممن شهد بدرا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم أخبره:

 أنه قال لرسول الله صلى الله عليه وسلم: أرأيت إن لقيت رجلا من الكفار فاقتتلنا، فضرب إحدى يدي بالسيف فقطعها، ثم لاذ مني بشجرة فقال: أسلمت لله، أقتله يا رسول الله بعد أن قالها؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تقتله). فقال: يا رسول الله إنه قطع إحدى يدي، ثم قال ذلك بعد ما قطعها؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تقتله، فإن قتلته فإنه بمنزلتك قبل أن تقتله، وإنك بمنزلته قبل أن يقول كلمته التي قال).

 

[-4019-] Ata b. Yezid el-Leysi ve sonradan el-Cundal'den rivayete göre Ubeydullah b. Adiy b. el-Hiyar'ın kendisine haber verdiğine göre "Mikdad b. Amr el-Kindl'nin -Zühre oğulları ile ant1aşmalı ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Bedir'de bulunanlardan idi- kendisine haber verdiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e dedi ki:

 

Ben kafirlerden bir adam ile karşılaşsam, onunla çarpışsak, kılıcıyla bir elimi vurup koparsa, sonra da benden kurtulmak için bir ağaca sığınarak, ben Allah'a teslim oldum dese ne dersin? O bu sözü söyledikten sonra ey Allah'ın Resulü, onu öldüreyim mi? Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Hayır, onu öldürme, diye buyurdu.

 

O: Ey Allah'ın Resulü o bir elimi kopardı, sonra da onu kopardıktan sonra bu sözü söyledi, dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun üzerine şu cevabı verdi:

 

Hayır, onu öldürme. Eğer onu öldürecek olursan, o sen onu öldürmeden önceki senin konumuna geçer. Sen de onun o sözü söylemeden önceki konumuna düşersin."

 

Bu Hadis 6865 numara ile gelecektir.

 

 

حدثني يعقوب بن إبراهيم: حدثنا ابن علية: حدثنا سليمان التيمي: حدثنا أنس رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم بدر: (من ينظر ما صنع أبو جهل). فانطلق ابن مسعود، فوجده قد ضربه ابنا العفراء حتى برد، فقال: آنت أبا جهل؟

قال ابن علية: قال سليمان: هكذا قالها أنس، قال: أنت أبا جهل؟ قال: وهل فوق رجل قتلتموه. قال سليمان: أو قال: قتله قومه. قال: وقال أبو مجلز: قال أبو جهل: فلو غير أكار قتلني.

 

[-4020-] Süleyman et-Temimı, o Enes r.a.'dan rivayetle dedi ki:

 

"Bedir günü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Kim Ebu Cehil'in ne yaptığına bakacak? Bunun üzerine İbn Mes'ud kalktı, Afra'nın iki oğlunun darbeleriyle onu hareketsiz yere yıkmış olduklarını gördü. İbn Mes'ud:

 

Sen ha ey Ebu Cehil dedi.

 

(Ravilerden) İbn Umeyye Süleyman'dan rivayetle dedi ki: Bunu Enes böylece söyledi. Sen ha ey Ebu Cehil diye. Ebu Cehil: Durum sizin bir adamı öldürmenizden ileri bir şey midir? Süleyman dedi ki:

 

Ya da kavminin kendisini öldürdüğü ... dedi. (Yine Süleyman) dedi ki: Ebu Miclez dedi ki: Ebu Cehil dedi ki: Keşke bir çiftçiden başkası beni öldürmüş olsaydı."

 

 

حدثنا موسى: حدثنا عبد الواحد: حدثنا معمر، عن الزهري، عن عبيد الله بن عبد الله: حدثني ابن عباس، عن عمر رضي الله عنهم:

 لما توفي النبي صلى الله عليه وسلم قلت لأبي بكر: انطلق بنا إلى إخواننا من الأنصار، فلقينا منهم رجلان صالحان شهدا بدرا. فحدثت به عروة بن الزبير، فقال: هما عويم بن ساعدة ومعن بن عدي.

 

[-4021-] İbn Abbas'tan, o Ömer r.a.' dan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat edince Ebu Bekir 'e dedim ki: Kalk seninle beraber kardeşlerimiz Ensarın yanına gidelim. Onlardan Bedir'e katılmış, salih iki adam ile karşılaştık. (İbn Abbas dedi ki):

 

Ben bunu Urve b. ez-Zubeyr'e anlattım, o' da: O iki kişi Uveym b. Saide ile Ma'n b. Adiy idiler, dedi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ensardan" Bedirle katılmış olan "bazı adamlar ... " Çünkü ileride geleceği üzere Abbas, Bedir'de esir alınmıştı. Müşrikler onu da beraberlerinde Bedir'e götürmüşlerdi. İbn İshak'ın, İbn Abbas yoluyla rivayet ettiğine göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bedir günü ashabına: Ben Haşim oğullarından bir takım kimselerin istemeyerek savaşa getirildiklerini biliyorum. Bu sebeple kim onlardan birisiyle karşılaşacak olursa onu öldürmesin, diye buyurdu."

 

Ahmed'in rivayet ettiği hadiste de Bera'nın şöyle dediği zikredilmektedir:

"Ensardan bir adam el-Abbas'ı esir almış olarak geldi. el-Abbas ise şöyle dedi:

Beni esir alan bu adam değildir. Aksine beni alnının üzerinde saçlarının yan tarafları dökülmüş bir adam esir aldı. Nebi sallallilhu aleyhi ve sellem Ensardan olan o adama: Allah seni çok şerefli bir melek ile desteklemiştir, diye buyurdu." Ensardan el-Abbas'ı esir alan bu kişi Ebu'I-Yeser künyeli olup, adı Ka'b b. Amr el-Ensari'dir.

 

İbn Abbas'ın rivayet ettiği hadiste de şöyle denilmektedir: "Babama: Ebu'IYeser seni nasıl esir aldı? Halbuki sen isteseydin onu avucunun içine dahi alabilirdin, dedim. el-Abbas: Hayır, böyle deme yavrucuğum, dedi."

 

İbn İshak da İbn Abbas'ın rivayet ettiği hadiste şunları zikretmektedir: "Nebi s.a.v.:

 

Ey Abbas dedi. Hem kendinin, hem de kardeşlerinin oğulları Akil b. Ebi Talib ile Nevfel b. Haris'in, bir de antlaşmaları olan Utbe b. Amr'ın fidyelerini öde .. Çünkü sen zengin birisisin. Abbas: Ben Müslüman idim,. Fakat bunlar beni zorlayarak getirdiler, dedi. Allah Resulü: Senin dediğin durumu en iyi bilen Allah'tır. Eğer söylediğin bir gerçekse şüphesiz Allah seni mükafatlandıracaktır,. Fakat senin durumunun zahirinden anlaşılan bize karşı olduğundur, diye buyurdu."

 

"Bir dirhem dahi bırakmayacaksınız." el-Abbas'ın fidyesinden almadık bir şey bırakmayacaksınız. Bunda hikmetin şu olduğu söylenmiştir: Nebi sallallilhu aleyhi ve sellem, Sadece hanımlar tarafından onlara yakınlığı dolayısı ile değil de, kendi amcası olduğundan ötürü bu hususta bir iltimas olacağından korkmuştur.

 

Bu olayda, akrabanın akrabasını rahatsız edecek şeyleri -içten içe onu rahatsız edecek hallerden hoşlanmasa dahi- açığa vurmaması gerektiğine işaret vardır. Nebi efendimizin, Ensarın Abbas'ın fidyesini bağışlamak istemelerini kabul etmeyişi, benzer durumda olanlar için bir tedib mahiyetindedir.

 

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم: سمع محمد بن فضيل، عن إسماعيل، عن قيس:

 كان عطاء البدريين خمسة آلاف، خمسة آلاف، وقال عمر: لأفضلنهم على من بعدهم.

 

[-4022-] Kays'tan rivayete göre "Bedir'e katılmış olanların atiyyesi (Ömer'in onlara bağladığı ödeme) beşer bin beşer bin idi. Ayrıca Ömer:

 

Andolsun ben onları, onlardan sonrakilerden üstün tutacağım, demişti."

 

 

حدثني إسحاق بن منصور: حدثنا عبد الرزاق: أخبرنا معمر، عن الزهري، عن محمد بن جبير، عن أبيه قال:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقرأ في المغرب بالطور، وذلك أول ما وقر الإيمان في قلبي.

 

[-4023-] Muhammed b. Cubeyr, babasından rivayetle dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i akşam namazında Tur suresini okurken dinledim. Bu da benim kalbime imanın yer ettiği ilk zamanlardır."